En büyük hobisi beste yapmak

Asya Göz Hastanesi’nin kurucusu opr. Dr. Hamidullah Yesevi, hekimlik mesleğinden arta kalan zamanlarının büyük bir çoğunluğunu ses stüdyosunda geçiriyor. Profesyonelolarak tüm alet ve izolasyon sistemleriyle kurduğunu belirttiği stüdyosunda, hem sevdiği şarkıları düzenliyor hem de söz ve bestelerini oluşturuyor.

Türk mutasavvıflarından Ahmet Yesevi’nin 23. kuşaktan torunu olan Hamidullah Yesevi’nin kökeni Türkistan’a dayanıyor. 1940’lı yıllarda Türkistan’dan yapılan büyük göç sırasında Kabil’de doğan daha sonra ise 1979’da Türkiye’ye gelen Yesevi; İlköğretim, lise ve üniversite öğrenimini İstanbul’da tamamlamış. İstanbul Çapa Tıp Fakültesi’ni 1986’da kazanan Yesevi, 1992’de mezun olmuş. İlkokul yıllarından itibaren müziğe meraklı olan Yesevi, bu ilgisini üniversite yıllarında da devam ettirmiş ve Türk Dünyası Araştırma Vakfı’nın müzik grubunda yer almış. O günlerden bu günlere müziğe karşı ilgi ve sevgisi artan Yesevi son dönemde ise profesyonel bir ses ve kayıt stüdyosu kurdu. “Hekimlikten arta kalan zamanlarımı burada geçiriyorum” diyen Yesevi ile müzik tutkusunu konuştuk.

Müziğe ilginiz nasıl başladı?

Kendimi bildim bileli müziğe hep ilgim vardı. 8-10 yaşlarımdan itibaren kendi çabalarımla müzik aletleri çalmaya başladım. Darbuka bulursam darbuka, akordeon bulsam akordeon çalardım. Üniversitede Türk Dünyası Araştırma Vakfı’nın müzik grubuna katıldım. Bu süreç zarfında, Türk Sanat Müziği, İlahiler, Mehter Marşları, Orta Asya, Türkistan müzikleri, Türk Tasavvuf Müziği.. Yani Türk müziğine dair ne varsa hepsiyle birebir ilgilenme fırsatı buldum.

En fazla etkilendiğiniz tür veya sanatçılar var mı?

Türk Sanat Müziği ve Klasik Türk Müziği’ni çok seviyorum. Dinlediğim müzik türleri arasında ise 80’li yılların Türk popu, Rock müziği, güncel Batı müziği yer alıyor. Bu arada iyi olan tüm sanatçıları dinliyorum, ama Zeki Müren, Erol Evgin, Tanju Okan, Müzeyyen Senar’ın bendeki yeri bambaşka. Ferhat Göçer’i de zaman zaman dinliyorum. Kendisiyle üniversiteden aynı dönemde mezun olduk.

Seslendirmekten zevk aldığınız şarkılar var mı?

Genelde Türk Sanat Müziği söylerim. Bahsettiklerime ek olarak Yeni Türkü’yü hem dinliyorum hem de bazı parçalarını söylemeyi seviyorum.

Kullandığınız müzik aletleri neler?

Klavye, akordeon, org çalıyorum. Ritimli çalgılarla da aram iyi. Mix masası sayesinde arkamda bir orkestra varmışçasına tüm müzik aletlerini yönetiyor hissini bulabiliyorum.

Profesyonel bir eyleme dönüştürerek stüdyo kurmaya ne zaman karar verdiniz?

Zaman buldukça müzikle ilgileniyordum, ama son 2 senedir daha fazla yoğunlaşmaya başladım. Bunda Asya Göz Merkezimiz’deki işlerin oturması ve doktor sayısının artması etkilidir. Son zamanlarda müziğe karşı ilgimin daha da çoğalmasının nedeni belki de müziğe daha fazla zaman ayırıyor olmamdan kaynaklanıyor. Tüm bu bileşenler bir araya gelince bir ses kayıt stüdyosu kurmaya karar verdim.

Stüdyonuzu aktif olarak kullanıyor musunuz?

Amatör bir şekilde kendi yazdığım bestelerimin kayıtlarını kendim yapıyorum, gerçi bunlara beste değil de denemeler demem daha doğru olabilir, çünkü bu konuda kendimi amatör olarak görüyorum. Ama son bestemi ben de çok beğendim. Belki biraz daha geliştirdiğimde internete aktarabilirim. Her türlü şarkı yazıp beste yapıyorum. Sanki arkamda 20 kişilik bir orkestra varmış gibi davranabiliyorum; her şey ses çıkartmayan mini bir klavyeye bağlı.

Teknik anlamda destek alıyor musunuz?

Teknik olarak mix masasını vs. kullanmak çok zor. Mix masasının çok fazla ayrıntılı özelliği var; tüm özelliklerini henüz bilmiyorum, ama şu anda beste ve düzenleme yapacak kadar bilgim var; yani kesme, montaj, silme gibi işlemlerin büyük çoğunluğunu öğrendim. Zorluk çektiğim işlerde yakinen tanıdığım aranjör arkadaşlarımdan destek alıyorum.

“MÜZİK SEVDİKLERİMİ DAHA FAZLA SEVMEMİ SAĞLIYOR. BENİM İÇİN BİR NEVİ DOPİNG”

Stüdyo tasarımında nelere dikkat ettiniz?

Mesaim dışında müzikle uğraşıyorum ve bu bazen çok geç saatlere denk geliyor. Stüdyoda en fazla önem verdiğim konulardan biri hem içeriye hem de dışarıya kesinlikle ses geçirmemesi. Bunun için yalıtım ve izolasyona oldukça önem verdim. Duvarlarda profesyonel emme-yutma ve difüzyon malzemeleri kullandık. Kaydedilecek sesi icra odasında üretiyorum, kontrol odasında ise müzik aletlerim ve mix cihazım bulunuyor. Gerçek anlamda profesyonel bir stüdyo olmasına özen gösterdim. Yapılacak kayıt ihtiyacına göre mikrofonlardan, mikrofon sehpasına ve mikrofonda patlamaları giderecek pop filter’a kadar ihtiyaç duyulan, tüm alet ve cihazlar stüdyomda mevcut. Alet ve cihazlarımın hepsi son teknoloji ürünü. Tasarımı yaparken, stüdyonun profesyonel olarak müzik üretip kayıt yapılabilecek özelliklere sahip olmasına özen gösterdim.

Müzik yapmanın hayatınızdaki yeri nedir?

Beni rahatlatıyor, tüm sıkıntılarımdan arındırıyor, sevdiklerimi daha fazla sevmemi sağlıyor. Benim için bir nevi doping…

İçerisinde yer aldığınız müzik grubu var mı?

En az bir müzik aleti çalabilen kişilerden oluşan bir arkadaş grubum var yalnızca… Toplanıp sazlı-sözlü, çalgılı eğlenceler tertipliyoruz; herkes çalıp söylüyor. Bu grubumuzun içerisinde farklı meslek gruplarından müzikle uğraşan arkadaşlarımız mevcut. Bir araya gelince hem müzik konusunda fikir alışverişimiz oluyor, hem de eğleniyoruz.

Ailenizden de bahseder misiniz, onların da müziğe karşı özel bir ilgisi var mı?

Eşim Çağla Gül Yesevi akademisyen. Kültür Üniversitesi’nde Uluslararası Siyaset Bilimi bölümünde Yrd. Doçent. Eşim çok iyi bir dinleyici ve benim müzikle uğraşmamı çok destekliyor. 8 ve 13 yaşlarında iki oğlum var; Murat Batur ve Ahmet Kaan. Onlar da yaklaşık 2 senedir keman dersleri alıyorlar.

Bu konuda meslektaşlarınıza iletmek istediğiniz mesajlar var mı?

Müzikle ilgilenen tüm meslektaşlarıma kapım açık. Kayıt yapmak isteyen, müziğe ilgi duyan meslektaşlarımızla herhangi bir platformda bir araya gelmeyi arzu ederim.

Ophthalmology Life 2014 20. Sayı