Prof. Dr. Aylin Karalezli’nin Gözünden AKYAKA

Prof. Dr. Aylin Karalezli, yaklaşık 3 yıl önce Muğla Sıtkı Koçman üniversitesi tıp fakültesi göz hastalıkları ana bilim dalı’nda çalışmaya başladı. O günden bu yana bölgede yaşayan Prof. Dr. Karalezli; kentte yaşamaktan dolayı çok mutlu olduğunu belirterek; “dileğim Akyaka’nın betonlaşmadan; doğasıyla, mimarisiyle gelecek nesillere miras bırakılmasıdır” diyor.

Fotoğraflarını ya da resimlerini gördüğünüzde böyle bir güzelliğe inanamadığınız, doğasıyla sizi büyüleyen bir yerdir Akyaka… Akkaya’nın yaşayan halini gidip gördüğünüzde, o yaşama dahil olduğun uzda ise sanki ömrünüzün uzadığını hisseder, hayatınızın geri kalanını orada geçirmek istersiniz. Size doğal güzelliğiyle kucak açan, soğuk suyuyla sizi selamlayan,
insanıyla samimiyeti hissettiren bir yerdir Akyaka. Muğla ili merkez inden 20 dakikada
ulaşabildiğiniz bu eşsiz yer ilk gördüğünüzde size kendini hayran bırakır. Akyaka’nın yolu
bile büyüler insanı. Sakar Tepe’den bakıldığında yeşil ve mavinin kucaklaştığı gizemli bir
cennet Gökova Körfezi size adeta “merhaba” der.

OKALİPTÜS AĞAÇ YOLU’NUN HİKÂYESİ

Akyaka, antik çağlardan 1970’lere kadar küçük bir balıkçı beldesi iken 1971 yılın da
muhtarlık, 1992 yılında belde, 2014 yılında da Muğla’nın büyükşehir olmasıyla Ula’ya
bağlı mahalle olmuştur. Zamanın Muğla valisi Recai Güreli, Göko va muhtarı Mehmet
Gökovalı ve halkın emekleriyle sıtma hastalığına sebep olan siv risineklerin yetiştiği
bataklığı kurutmak amacı ile Muğla-Marmaris karayolunun Gökova- Akçapınar sınırları içerisinde kalan kısmının iki tarafına Okaliptüs ağaçları diktirmiş ve bu sayede günümüze kadar gelen Okaliptüs Ağaç yolu oluşmuştur. Bataklık canavarı bu mucizevi ağaçlar topraktan günde 400 litre, yılda i se 250 ton su çekmektedir. Bu ağaçlı yol pek çok film ve klip çekimlerine doğal fon oluşturmakta ve huzur veren yürüyüş yolu olarak da kullanılmaktadır.

KARİA KENTİ

Akyaka’nın bulunduğu yörede İdyma adında bir Karia kenti kurulmuştur. Pers İmparatorluğu, Sparta, Bizans ve Ceneviz hükümdarlıklarını yaşayan Idyma (Akyaka), birinci yüzyıl sonlarına doğru bir Roma kenti olmuştur. Julius Sezar bölgeden geçerek Rodos adasına gitmiş, Mısır kraliçesi Cleopatra ziyaretinde bölgeye hayran kaldığını söylemiştir. Kanuni Sultan Süleyman da Rodos fethi sırasında kara ordusu ile bu bölgeden geçmiştir.
Bölgedeki 2600 yıllık tarihi eserler zamanımıza kadar taşınmıştır. Örneğin Sakar Tepe’nin eteklerindeki Kaya Mezarları, Kadın Azmağı’nın karşısındaki Bizans Kalesi geçmiş ile günümüz arasında bir köprü oluşturmaktadır.

ÜNLÜ SU KAYNAĞI: AZMAK NEHRİ

Akyaka’da Kadın Azmağı adı ile anılan Azmak nehri doğal güzellikleri ile ünlü su kaynağıdır. Eskiden kadın ların köylerden gelip çamaşır yıkadıkları yer olduğu için adına Kadın Azmağı
denilmiştir. Kadın Azmağı sevimli ama gizli konuğu olan su samuru (lutra lutra) ile ünlüdür. Kadın Azmağı boyunca insanın iştahını kabartan kokuları duyarsınız; bilin ki balıkçı restoranları karşılar sizleri. Ayrıca bu restoranlarda güne, hoş bir köy kahvaltısı ile de
başlayabilirsiniz.

HUZURLA DOLU ALANLAR

Akyaka; doğal parkları, zengin ekolojik sistemi, tarihsel kalıntıları ve sualtı arkeolojik zenginlikleri ile görülmesi ve yaşanması gereken huzur dolu bir tatil yöresidir. Yörede tatilciler için minik pansiyonlar, kamp alanları ve bungalov tipi evler de bulunmaktadır.

PAZARLARINDA ORGANİK BESİNLER VAR

Akyaka’nın toprakları sulak ve verimlidir. Geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olan halk son 10 yılda hızla gelişen turizm sektörüne yönelmiştir. Ayrıca Gökova ve Akyaka pazarında meyvenin, sebzenin, peynirin hepsini organik olarak bulabilirsiniz. Çünkü civar köylerden gelen kadınlar kendi yetiştirdikleri ürünleri bu pazarda satarak ev ekonomisine de katkı sağlamaktadırlar. Yörede zeytin, zeytinyağı, bal, susam üretilip satılmaktadır. Balıkçıların tuttuğu balıklar da kooperatif aracılığıyla tüketiciye sunulmaktadır.

TURİSTLER TEKNE VE AKVARYUM TURLARINA İLGİ GÖSTERİYOR

Gökova Körfezi’nin tüm koylarının gezildiği günübirlik tekne turları ve Kadın Azmağı’nın gezildiğiakvaryum turları tatilciler tarafından yoğun ilgi görmektedir. Bu turlarda ziyaret edilen başlıca yerler Lacivert Koy, Akbük Koyu, İncekum Plajı, Okluk Koyu, İng iliz Limanı, Sualtı Mağaraları, Tavşan Adası ve Sedir (Cleopatra) Adası masmavi deniziyle, parmak ısırtan manzarasıyla efsane bir deneyim yaşatacak koylardır. Akyaka’nın en gözde sahillerinden bir isi ise Çınar Plajı’dır. Ören yolu üzerinde bulunan ve kıyı boyunca asfalt yolu bulun an, ulaşımı kolay Çınar Plajı’nın Akyaka ile arası yaklaşık 3 km’dir. Çınar Plajı yolu takip edildiğinde Akbük Koyu’na oradan da Ören (Gereme-Keramos)’ e ulaşılır.

SU SPORLARIYLA MEŞHUR

Akyaka’nın bu kadar bilinmesinin nedeni sadece doğa güzelliği değildir. Ayrıca, Akyaka’da su sporları sörf ve kano yapılabilir; dağ bisikleti ile çevre gezilebilir. Yapılan su sporları arasında 2017 yılı Dünya Şampiyonası’nın da yapıldığı rüzgâr sörfü (kite sörf) en başı çekmektedir. Yörenin yamacındaki Sakar Tepe seyir tepesinde de zaman zaman yamaç paraşütü yapılmaktadır.

DOĞA HAYVANLARININ EVİ

Akyaka insanlar kadar doğada yaşayan hayvanlar için de çok özeldir. Bölgede 200 kadar
kuş türü, 25 çeşit memeli ve 30 çeşit sürüngen hayvan yaşamaktadır. Günümüzde tek
betonlaşmayan doğal yapısıyla kalabilen nadide beldelerden birisidir Akyaka.

KENDİNE HAS MİMARİSİ VAR

Bölge mimari bakımdan son derece özelliklidir ve beldede tek tip mimari zorunluluğu vardır. Bitişik yapılaşma olmayan Ula’nın eski evleri örnek alınarak günümüzün modern mimarisiyle
birleştirilerek Akyaka’ya has bir sentez oluşturulmuştur. Doğal güzelliğe zıtlık yaratmayan içinde ve dışında ahşap işlemeleri bol, yöreye özgü Muğla bacalarıyla iki katlı çiçekli bahçeleriyle tek kalmanın gururunu yaşıyor Akyaka. Bunda en büyük pay ise 1970 yılında Akyaka’ya yerleşen ve Dünya’nın en saygın mimarlık ödülü olan 1983 Ağahan Mimarlık ödülü sahibi alaylı mimar Nail Çakırhan’dır. Çakırhan bu mimarideki başarısıyla tüm dün yada alaylı-mektepli tartışmasını da başlatmıştır. “Dağlarından yağ (zeytinyağı), ovalarından bal (narenciye) akıyor..” Bu söz Akyaka’yı ne güzel anlatıyor bence… Akyaka anlatılmaz yaşanır. Yaşandıkça güzellikler çoğalır. Bu coğrafyanın yazarı Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı ne güzel söylemiş, ROMA’YI GÖR DE ÖL derler; AKYAKA’YI GÖR DE YAŞA.”

Ophthalmology Life 2018 27. Sayı